Engellilik Nedir?
Engellilik karmaşık, dinamik, pek çok boyutu bulunan ve tartışmalı bir olgudur. Geçtiğimiz onyıllar içerisinde, engelli hareketi sosyal ve sağlık bilimleri alanında çalışan pek çok araştırmacıyla birlikte sosyal ve fiziksel engellerin engellilik üzerindeki rolünü tespit etmiştir.
Bireysel, tıbbi bakış açısından yapısal sosyal bir bakış açısına geçilmesi, "tıbbi model”den insanların bedenleri tarafından değil toplum tarafından engelli kılındığı yönünde bir anlayışın hakim olduğu "sosyal model”e geçiş olarak tarif edilmiştir .
Tıbbi modelle sosyal model arasında bir ikilik olduğu öne sürülmekle birlikte, engelliliğe yalnızca tıbbi veya sadece sosyal bir gözle bakmak doğru değildir; engelli bireyler çoğu zaman herhangi bir sağlık durumu nedeni ile sorun yaşamaktadırlar . Engelliliğin farklı boyutlarına gerekli ağırlığın verildiği dengeli bir yaklaşıma ihtiyaç vardır .
Tıbbi modelle sosyal model arasında bir ikilik olduğu öne sürülmekle birlikte, engelliliğe yalnızca tıbbi veya sadece sosyal bir gözle bakmak doğru değildir; engelli bireyler çoğu zaman herhangi bir sağlık durumu nedeni ile sorun yaşamaktadırlar . Engelliliğin farklı boyutlarına gerekli ağırlığın verildiği dengeli bir yaklaşıma ihtiyaç vardır .
Dünya Engellilik Raporuiçin kavramsal çerçeve olarak benimsenen ICF’de işlevsellik ve
yetiyitimi, sağlık koşulları ile hem bireysel hem çevresel düzeyde bağlamsal faktörler arasında dinamik bir etkileşim olarak anlaşılmaktadır. Bir "biyo-psiko-sosyal” olarak tanıtılan bu etkileşim, tıbbi ve sosyal model arasında işlerliği mümkün bir ödünleşme olarak takdim edilmektedir.
Engellilik yetersizlikler, aktivite sınırlılıkları ve katılım kısıtlamaları için kullanılan ve (herhangi bir sağlık durumu bulunan) birey ile o bireyle ilgili bağlamsal faktörler (çevresel ve kişisel faktörler) arasındaki olumsuzluklara atıfta bulunan bir çatı terimdir .
EHS’nin giriş bölümünde engelliliğin "evrilmekte olan bir kavram” olduğu ifade edilmekte, "engelliliğin yetersizlikleri bulunan bireylerle bu bireylerin topluma başkalarıyla eşit bir zeminde tam ve etkili biçimde katılmalarına engel olan tutumsal ve çevresel engeller arasındaki etkileşimden” kaynaklandığıvurgulanmaktadır.
Engelliliğin karşılıklı etkileşim olarak tanımlanması, "engelliliğin” kişiye özgü bir özellik olmadığı anlamına gelmektedir. Sosyal katılımı artırmak ancak engelli bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları bu engellerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir.
Engelliliğin Çeşitliliği
Sağlık durumlarının, kişisel faktörlerin ve çevresel faktörlerin etkileşiminden kaynaklanan engellilik deneyimi büyük farklılıklar göstermektedir. Her ne kadar basmakalıp engelli anlayışında tekerlekli sandalye kullanıcıları ve ayrıca işitme veya görme engelliler gibi diğer birkaç "klasik” gruptan öteye gidilmese de, aslında engelliler çok çeşitli ve heterojendir.
Serebral palsi gibi bir doğumsal durumla dünyaya gelmiş bir çocuk ya da mayına basıp bacağını yitiren bir asker de engellidir, şiddetli artrit hastası orta yaşlı bir kadın veya demans hastası yaşlı bir kadın da. Engelliliğe yol açan sağlık durumları görünür veya görünmez, geçici veya uzun süreli, durağan, süreli, ağrılı veya önemsiz olabilir ya da kötüye gidebilir. Pek çok engelli bireyin kendini sağlıksız addetmediğini unutmamak gerekir .
Engellilikle bağıntılı sağlık durumlarının önlenmesi bir kalkınma sorunudur. Beslenme, önlenebilir hastalıklar, güvenli su ve hijyen, yol güvenliği, iş ve işyeri güvenliği gibi çevresel
faktörlere önem verilmesi sayesinde engelliliğe yol açan sağlık durumlarının sıklığı kayda değer ölçüde azaltılabilir .
§Birinci basamak önleme– bir sağlık sorunu bireyde veya nüfusta baş göstermeden önce
veya sorunun nedenini ortadan kaldırmaya dönük koruyucu eylemler. Birinci basamak
önleme çalışmalarına sağlığın teşviki/ geliştirilmesi ve belirli bir riskten korunma
amacıyla yürütülen çalışmalar (örn. HIV eğitimi) dahildir .
§İkinci basamak önleme– Bir bireyde veya nüfusta ortaya çıkan sağlık sorununu
erken aşamada tespit etme, iyileşmeyi kolaylaştırma, sorunun yayılmasını veya uzun dönemli etkilerini azaltma veya önleme (sözgelimi, zihinsel engelli kadınların meme kanseri tarama çalışmalarına erişimlerinin desteklenmesi) amacıyla yürütülen eylemler.
§Üçüncü basamak önleme– İşlevlerin eski haline getirilmesi veya hastalıkla ilgili komplikasyonların azaltılması yoluyla mevcut bir hastalığın etkisini azaltmaya dönük eylemler (örneğin, kas-iskelet yetersizliği bulunan çocukların rehabilitasyonu)
§Engelli bireyler eşitsizliklere maruz kalmaktadırlar. Sözgelimi, engellilikleri nedeniyle sağlık hizmetlerine, eğitime, istihdama ve siyasi katılımcılığa eşit erişimden mahrum bırakılmaktadırlar.
§Engelli bireylerin insanlık onuru ihlal edilmektedir. Sözgelimi, engellilikleri nedeniyle şiddete, tacize, önyargılara veya saygısızlığa maruz bırakılmaktadırlar.
§Bazıengellilerinözgür iradeleri ellerinden alınmaktadır. Sözgelimi, engellilikleri nedeniyle istemedikleri halde kısırlaştırılmaları, bir kuruma kapatılmaları veya hukuki ehliyetlerinin ellerinden alınması söz konusu olabilmektedir.